Doğayla aramıza mesafe koyuyoruz oysa doğa biziz. Gözlerimizi içimize açtığımızda orada doğayı da göreceğiz.

Bir masa etrafında tesadüfen bir araya gelmiş insanlar gibiyiz. Bize ikram edilenleri iştahla yiyip yanımızdakine de ikram edebiliriz pekâlâ. Oysa insanlık nedense, tesadüfen oturduğu sandalyenin masaya en hâkim sandalye olmasını, diğerlerinin önündeki yiyecekten daha fazlasına sahip olmayı istiyor. Üstelik tüm bunları, kendi sandalyesinin masadaki diğer sandalyelerden daha üstün olduğunu savunarak yapıyor. Sıradan bir akşam yemeğinde son derece garipseyeceğimiz bu görüntü hayatımızın bir parçası ve nedense yeterince garipsenmiyor.

İnsanlar kendilerini gezegenin bir parçası olarak değil de sınırları metrekarelerle belirlenmiş toprakların bir parçası olarak görüyor. O yüzden, Kuzey Buz Denizi’nde eriyen buzlar, görmediği canlı türlerinin tükenmesi, artan kuraklık ve açlık kulağına bir masal gibi geliyor. Doğayla araya mesafe konuyor. Oysa biz de doğayız.

Created with Sketch.

Doğayla aramıza mesafe koyuyoruz. Oysa bizde doğayız

“ copyCreated with Sketch.

Gezegenimizde yaşayan her canlıya karşı sorumluluğumuz var. Çocuklara “Çiçekleri koparmayın” demek yerine, “Böylesine muhteşem bir güzellik yaratan varlığın yaşamına saygı duy” demek gerekiyor belki de. Duvarlara uyarılar yazmak yerine şefkatli sözler söylemek gerekiyor. “Bize ait olanı” sahiplenip savunduğumuz kadar gözümüzün görmediğini de savunabilmeliyiz. Köklerimiz metrekarelerle sınırlı değil, gezegenin tamamına yayılıyor. Her bir canlıyı birbirine bağlayan bağlar var. Ne yaparsak, eninde sonunda kendimize yapıyoruz. Dengemizi, hayatla uyumumuzu bozuyoruz.

Created with Sketch.

Ötekileştirdiğimiz ister başka bir insan, ister başka bir canlı olsun, her halükârda kendimizden bir parça.

“ copyCreated with Sketch.

Vahşi” doğa, korkulup ehlileştirilmesi gereken bir mücadele alanı olarak sunuldu bize. Biz de en az onun kadar “vahşi”yiz. Gözlerimizi içimize açabilirsek doğayı da göreceğiz. Her şeyin bizde ve bizden olduğunu anlayacağız. Kendine, kendinden olana, kendine bağlı olana sevgi, saygı, şefkat, merhamet göstermeyi öğrendikçe korkuları da geçecek insanların. En derindeki yaralarımızın ilacı bu.

 Ekim 2018, Psychologies Dergisi

Don't miss out!
Haftalık yazılardan haberdar ol!

Güncel makale, etkinlik ve haberleri kaçırma.

Invalid email address

denizcakmakkaya

Saint-Benoit Fransız Lisesi mezunu olan Deniz Çakmakkaya, lisans derecelerini Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık ve Haliç Üniversitesi Psikoloji bölümlerinden aldı. Anadolu Üniversitesi’nde Marka İletişimi bölümünü tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde uygulamalı psikoloji yüksek lisansını bitirdi. Sanat terapisi, evlilik terapisi, cinsel terapi, şema terapi, bilişsel davranışçı terapi ve ekoterapi eğitimlerini tamamladı. U.C. Berkeley ve SciencePo üniversitelerinden proje yönetimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarında sertifikalar aldı. Yetişkin psikoterapisti ve Ekopsikoloji Türkiye’nin kurucu ortağı. 2012-2017 arasında Psikeart dergisinde eğitim ve proje koordinatörlüğü yaptı. 2017 itibarıyla Psychologies Türkiye Dergisi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni. Avrupa Birliği (EU), Akdeniz Birliği (Ufm) ve Fransız Dışişleri Bakanlığı’nın ortak projesi olan WoMED çerçevesinde, 2019 yılında Türkiye’den “Geleceğin Kadını” seçildi ve 10 ülkede bu unvanı alan 63 genç ve başarılı kadından biri oldu. Avrupa Birliği ve Akdeniz Birliği projelerinde değişim aktörü olarak aktif rol alıyor. Derneklerle ve bireysel olarak toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir gelecek projeleri, çocuk hakları gibi farklı alanlarda çalışıyor.