COVID-19 süreci kırılganlığımızı artırabilir. Bu dönemde empati, anlayış ve merhamet hayatımızı kolaylaştırabilir.
Yaşam her zaman bilinmez ve öngörülemezdi. Ancak bunun her zaman farkındaymış gibi yaşamıyorduk. Geçirdiğimiz ve içinden geçmeye devam ettiğimiz dönem boyunca daha önce deneyimlemediğimiz durumlarda bulduk kendimizi. Özgürlük kaybı, yalnızlık hissi, umutsuzluk gibi farklı duygularla belki de ilk defa tanıştık. Yakınlarını kaybedenler, sağlıklarını kaybedenler, zor koşullarda çalışmak zorunda kalanlar, işini kaybedenler, şiddete maruz kalanlar… Yaşadığımız beklenmedik olayların ve rutinlerimizdeki değişimlerin fiziksel, zihinsel veya psikolojik iyi oluş halimizi etkilemesi kaçınılmazdı. Bunlara ekonomik kaygılar, işten çıkarılmalar, değişen ilişki dinamikleri, yeni düzende yolumuzu bulma çabaları da eklenince katman katman yükler bindi ruhlarımıza. Önümüzdeki günlerde de zorlayıcı duygularla ve bu süreçten elimizde kalanlarla karşılaşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Tüm insanlığın ortak olarak deneyimleyeceği bu yaşantılar kırılganlığımızı artırabilir.
Değişen planlarımızın ve gerçekleşmeyen beklentilerimizin gölgesinde kendimizi her zamankinden daha güçsüz hissedebiliriz. Yaralarımız açılıyor ve her birimiz şifa arıyoruz. Bu da ruh sağlığı alanında konuşmanın ve paylaşmanın hayati önem taşıdığı anlamına geliyor. Birbirimize göz kulak olmanın her zamankinden daha kıymetli olduğu bir dönemdeyiz. Her birimiz şefkate ve özene giderek daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Hem kendimize hem de etrafımızdakilere bu farkındalıkla yaklaşmaya çalışalım. Temas ettiğimiz insanların iç dünyasında dalgalanmalarıyla karşımızda durmaya çalışacağını unutmayalım. Kendimize ve başkalarına yargılayıcı olmayı bıraktığımızda sorunlar karşısındaki dayanıklılığımız da artar. Şu anda bu dayanıklılığın korunmasına ve paylaşarak çoğaltılmasına ihtiyacımız var. Kendimizi iyileştirmek için uğraştığımız kadar, iyiliği başkalarına ulaştırmak için de uğraşmalıyız. Konuşmak, paylaşmak, duygularımızı bastırmak yerine onlara alan açmak yeni yollar bulmak için gereken enerjiyi üretebilmemize yardımcı olur. Birlikte çalışarak umudun, güvenin, iyimserliğin, sağlığın ve insanlık adına önem verdiğimiz, varlığımıza anlam katan tüm değerlerin paylaşılmasını sağlayabiliriz.
Temas ettiğimiz insanların iç dünyasında dalgalanmalarıyla karşımızda durmaya çalışacağını unutmayalım.
Yaşamdaki her şeyin büyümek için beslenmesi gerekiyor. Tüm insanlığın büyümesi için birbirimizi merhametle, anlayışla ve iyimserlikle besleyelim. Ruhlarımıza dokunmamızı engelleyecek hiçbir şey yok. Maskelerimizin ardında gülümsediğimizde bile gözlerimiz karşımızdakini yatıştırmaya devam edecek.
Haziran 2020, Psychologies Dergisi