Günümüzde özellikle büyük şehirlerde yaşayanların tabağına gelen yemekle ilişkileri geçmiş yüzyıllara göre çok değişmiş durumda. Tohumdan gıdaya yiyeceklerimize binlerce yabancı el dokunuyor. Gıda yetiştirme, işleme ve taşıma tarzlarındaki değişim yediğimiz yiyeceklerin kalitesini düşürüyor. Besinle olan ilişkimiz en temel konularımızdan biri. Gıdanın eşitsiz dağılımı, gezegendeki 1 milyar insanın açlık çekerken 2 milyar insanın obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklarla yaşamasına neden oluyor. Besinlerle kurduğumuz duygusal ilişkiler de bazen sağlıksız bir hal alabiliyor. Gerçekten de yemek yemek kaygıyı azaltıyor. Özellikle de yağlı ve tatlı gıdalar endorfin ve dopamin gibi mutluluk veren hormonları harekete geçiriyor. Ancak ışıltılı paketlerden çıkan bu küçük mutluluklar bir yandan da gezegenin biyoçeşitliliğine, ekosistemlerine ve ilkim sistemlerine zarar veriyor olabilir. Endüstriyel küresel tarımın bizi besleyen toprağa, suya, havaya verdiği zararlar eninde sonunda bizim bedenimizde, ruhumuzda da yansıma buluyor. O yüzden gıdayla ilişkilerimizi gözden geçirmek, tabağımıza gelen besinlerin etik ve ekolojik yolculuğunu takip etmek, yediğimiz yemeklerin tadına varmak, doğanın bütünlüğünü korumamızı ve kendimizi doğanın bir parçası gibi hissetmemizi sağlar.

Bu egzersiz tabağımıza gelen besine minnet duymamıza ve yediklerimizden daha çok keyif almamıza yardımcı olacak.

Nasıl yapılır?

  • Dikkatinizi tabağınızdaki besinlere verin.
  • Renklerini, dokularını gözlemleyin; parlak mı, solgun mu; yumuşak mı, pürüzlü mü?
  • Kokusunu fark edin. Kokusunu aldığınızda bedeninizde bir değişim oluyor mu?
  • Küçük bir parçayı ağzınıza atın ve çiğnemeden önce ağzınızın içinde uyandırdığı duyuları gözlemleyin. Dilinizin ve ağzınızın farklı yerlerinde gezdirin.
  • Yavaşça çiğneyin. Bu sırada tadın, dokuların nasıl değiştiğini fark etmeye çalışın.
  • Yutmaya hazır olduğunuzda bunu bilinçli bir şekilde yapın.
  • Yuttuğunuz zaman duyularınızı dinleyin ve bedeninizde nasıl bir his bıraktığını gözlemleyin.
  • Kendinize bu yiyeceğin doğada hangi elementlerle oluştuğunu sorun. Bu gıdanın oluşması için nasıl bir güneş ışığı, su, toprak gerekiyordu? Tabağınıza nereden geldiğini, size nasıl ulaştığını sorun. Bu şekilde yemek gıdayla ilgili ne fark etmenizi sağladı? Kendinizi nasıl hissettiniz?
  • Bütün duyularınızla yemeğinizi yemeye devam edin.
Don't miss out!
Haftalık yazılardan haberdar ol!

Güncel makale, etkinlik ve haberleri kaçırma.

Invalid email address

denizcakmakkaya

Saint-Benoit Fransız Lisesi mezunu olan Deniz Çakmakkaya, lisans derecelerini Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca Mütercim Tercümanlık ve Haliç Üniversitesi Psikoloji bölümlerinden aldı. Anadolu Üniversitesi’nde Marka İletişimi bölümünü tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde uygulamalı psikoloji yüksek lisansını bitirdi. Sanat terapisi, evlilik terapisi, cinsel terapi, şema terapi, bilişsel davranışçı terapi ve ekoterapi eğitimlerini tamamladı. U.C. Berkeley ve SciencePo üniversitelerinden proje yönetimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanlarında sertifikalar aldı. Yetişkin psikoterapisti ve Ekopsikoloji Türkiye’nin kurucu ortağı. 2012-2017 arasında Psikeart dergisinde eğitim ve proje koordinatörlüğü yaptı. 2017 itibarıyla Psychologies Türkiye Dergisi Kurucu Genel Yayın Yönetmeni. Avrupa Birliği (EU), Akdeniz Birliği (Ufm) ve Fransız Dışişleri Bakanlığı’nın ortak projesi olan WoMED çerçevesinde, 2019 yılında Türkiye’den “Geleceğin Kadını” seçildi ve 10 ülkede bu unvanı alan 63 genç ve başarılı kadından biri oldu. Avrupa Birliği ve Akdeniz Birliği projelerinde değişim aktörü olarak aktif rol alıyor. Derneklerle ve bireysel olarak toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilir gelecek projeleri, çocuk hakları gibi farklı alanlarda çalışıyor.